Karaman ilinin eski ismi Larende’dir. Şehir Selçukluların elinde iken islamlaşmıştır.
Karamanoğlu Beyliğinin kurucusu Karaman Bey’den dolayı Laranda (Larende) olan şehir Cumhuriyet döneminde Karaman adını almıştır. 15 Haziran 1989 tarihinde Türkiye’nin 70. ili olmuştur.
Karaman İç Anadolu bölgesinin güneyinde yer alır. Kuzeyinde Konya, güneyinde Mersin doğusunda Ereğli, güneydoğusunda Silifke, batısında Antalya yer alır. Toplam Merkeze bağlı 5 ilçesi vardır. Bunlar Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kazımkarabekir ve Sarıveliler’dir. 2014 yılı sonu verilerine göre toplam nüfusu 240.362’dir. Karaman halkının ekonomik yapısı yanında sosyal durumu da gelişmiştir. Halkının % 95’i okur-yazar olup, yüksek öğrenim mezunu oldukça fazladır. İşsizlik oranı sıfır olan illerden bir tanesi Karaman’dır. Hatta Mersinin Mut İlçesi, Konya İlinin Ereğli ve Karapınar İlçelerinden Karaman’daki fabrikalarımıza işçi getirilerek istihdam sağlanmaktadır.
Çok eski tarihi geçmişi olan, farklı ekonomi ve kültürlerin karışıp kaynaştığı Karaman, birçok medeniyetlere beşiklik etmiş, en eski çağlardan itibaren bölgeler arasındaki kültür aracılığı rolünü de üstlenmiştir. İlimizde söz konusu medeniyetlerin özelliklerini yansıtan, tarihi, turistik, kültürel ve arkeolojik bakımdan önem arz eden birçok eser vardır. Hititlerden başlamak üzere Roma, Bizans, Karamanoğulları ve Osmanlılardan kalma çok sayıda anıt, yazıt, kilise, manastır, kale, köprü, sarnıç, cami, medrese, türbe, kümbet, han, hamam gibi asırlık eserler bulunmaktadır.
Türkçenin Başkenti Karaman “Gelin Tanış olalım - İşi kolay kılalım - Sevelim sevilelim - Dünya kimseye kalmaz”. diyerek insanları sevgi, hoşgörü ve birliğe çağıran Yunus Emre’nin Türbesinin İlimizde bulunması, Mevlana’nın Annesi ve Abisinin mezarlarının İlimizdeki Aktekke Camisinde bulunması inanç turizmi açısından büyük önem arz etmektedir. Ayrıca Karaman Anadolu’yu Akdenize bağlayan İpek yolu üzerinde olması zengin tarihi, kültürü, sanat birikimi, doğal güzellikleri, mutfağı, benzersiz florası, somut olmayan kültürel miras birikimi ve misafirperverliği ile değişen turist profilinin talep ettiği tüm özelliklere sahip bir destinasyon konumundadır.
İLİMİZİN YETİŞTİRDİĞİ ÜNLÜ ŞAHSİYETLER:
Yunus Emre, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Mümin’e Hatun, Kemal Reis, Piri Reis, Zembilli Ali Efendi, Şeyh Edebali, Seyyid Ali Sultan Es-Semerkandi, Molla Fenari, Kenzi, Gufrani, Hottuoğlu, Kazımkarabekir Paşa, Kerümiddin Karaman Bey, Karamanoğlu Mehmet Bey, Bekir Sıtkı Erdoğan, Mehmet Çınarlı, Ahmet Tufan Şentürk gibi şahsiyetleri sayabiliriz.
KARAMAN MUTFAĞI
Karaman Mutfağı tarımsal ürün ağırlıklıdır. İlde bulgur pilavı baş yemek olarak hemen her gün yenilmektedir. Özel günlerde şebit pilav ve etli ekmek yapılır. Arabaşı çorbası, Calla, Gılan Böreği, Guymak, Zülbiye, Batırık, Zerde, Palize tatlısı yöreye özgü yemeklerdir. Karaman yöresine ait 200 civarında çorba, yemek ve tatlı çeşidi bulunmaktadır.
EL SANATLARI HEDİYELİK EŞYA;
Karaman’da geleneksel el sanatlarından halıcılık, dokumacılık (yolluk, çaput çul v.b.), kilimcilik, bakır işlemeciliği, doğramacılık, mobilyacılık, biçki-dikiş ve nakış işleri yapılmaktadır. Karaman’ın Taşkale halısı, Ayrancı’nın Koraş halısı ünlüdür. Karaman halılarında en belirgin motif laledir.
GÖRÜLMEYE DEĞER TARİHİ VE TURİSTİK YERLERDEN BAZILARI İSE; Derbe Höyüğü, Karadağ Binbirkilise, Manazan Mağaraları, Taşkale Tahıl Ambarları, Gökçeseki Kaya Mezarları, Çeşmeli Kilise, Karaman Kalesi, Tol Medrese,Ak Tekke (Mader-i Mevlana) Camii, Yunus Emre Camii, İmaret Camii, Dereköy Fisandon Kilise Camisi, Taşkale Taş Mescit,Yunus Emre Türbesi
KARAMAN’IN KOYUNU SONRA ÇIKAR OYUNU
1.EFSANE : Karaman’ın kalesini kuşatan düşmanlar geceyi beklemeye başlarlar. O gece Karamanoğlu Beyliğinin Askerleri başka seferdedir. Kaleyi savunacak yeterli asker yoktur. Düşünüp taşınan yaşlılar ve ileri gelenler bir kurutuluş yolu bulmaya çalışırlar. Bir çoban “Bakın der Karaman”da ne kadar koyun, koç varsa toplayalım boynuzlarına fenerler takıp bayır aşağı sürelim. Düşman, çok kalabalık olduğumuzu sanır, belki kuşatmayı kaldırır” der. Çobanın dediği yapılır. Boynuzları ışıklı sürü aşağı inmeye başlayınca düşman askerleri büyük bir ordunun üzerine geldiğini sanarak kaçmaya başlarlar. Durum sonradan anlaşılınca da iş işten geçmiştir. “Karaman’ın Koyunu, Sonra çıkar oyunu” deyişinin bu olaydan rivayet edildiği söylenir. .
2- EFSANE: Karamanoğulları Beyliği Moğollarla sık sık savaş halindedir. Moğollar Karaman Beyliği üzerine sefer düzenlerler ve beylik sınırında gecelerler. Tam bu sırada, Karamanoğulları Beyliği askerleri koyun postlarını üzerlerine giyerler ve bazıları boyunlarına çan takarak bir koyun sürüsü havasını verirler. Bu şekilde tam teçhizatlı olarak düşman üzerine doğru varırlar. Moğol askerleri akşam eğlencesinde olup, gelenin gerçek bir koyun sürüsü olduğunu zannederek aldırmazlar. Gelen Karamanoğulları askerleri ayağa kalkıp, postları sıyırarak Moğol askerlerin bozguna uğratırlar. Moğol askerlerinden canını kurtaranlar memleketlerine vardıkları zaman “Karaman’ın Koyunu Sonra Çıkar Oyunu” demişlerdir. Efsanenin bu olaydan kaynaklandığı rivayet edilmektedir.
Türk Dilinin Başkenti, Karaman’a geldiğiniz zaman gezmeden görmeden dönemeyeceğiniz değerlerimiz mevcuttur. bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
- Yunus Emre'nin mezarını ziyaret etmeden,
- Mevlâna'nın annesi Mümine Hatun'un Aktekke (Mader-i Mevlâna) Camii'ndeki mezarını görmeden,
- Karaman Kalesi'ne çıkıp, Karaman'ı seyretmeden,
- Binbir Kilise, Madenşehir, Değle ve Derbe'yi gezmeden,
- Otantik Taşkale Kasabası, Tahıl Ambarları, Manazan Mağarası,İncesu Mağarası ve Gürlük Mesire Yeri'ni görmeden,
- Ermenek, Zeyve Pazarı'na gidip su değirmenleri ve su ile çalışan hızarın fotoğrafını çekmeden,
- Karaman'ın meşhur calla, etli ekmek, arabaşı, batırık, şebit pilav, tarhanabaşı, küncülü helva, üzüm helvası, su böreği, guymak, Zeyve Kebabı ve cevizli bandırmasını yemeden,
- Bisküvi, çikolata, gofret, bulgur, un ve Taşkale halısı almadan,
- Karaman'ın meşhur elmasını yemeden,
- Karaman'ın koyununu görmeden, dönmeyin...